Yapılı çevre içerisinde önerilen her müdahale mimarlık-kent ve kentli arasındaki ilişkiyi doğrudan etkilemektedir. Yaşayan birer organizma olarak kabul edebileceğimiz her büyük kent gibi İzmir kenti de kendi içinde farklı olanaklarla birlikte pek çok çelişkileri ve süregelen sorunları barındırmaktadır.
Kent ve mimarlık arasındaki karmaşık ilişkide, İzmir kentinin ve kentlisinin sosyo-kültürel yaşam alışkanlılarını gözeten, içinde yer aldığı alanla ve daha üst ölçekte kentle güçlü kamusal ilişkiler kuran, bulunduğu yeri sağlıklaştıran ve olumlu yönde dönüştüren, ekonomik, sosyal ve mimari anlamda sürdürülebilirlik prensiplerini benimseyen mimari önerilere gereksinimi vardır. Bu türden öneriler mimarlık, İzmir kenti ve kentli arasındaki ilişkiyi kuvvetlendirerek daha yaşanabilir kentlerin oluşturulmasına aracılık edebilir ve kentlerin başkalaşmasına yardımcı olabilir.
Dolayısıyla, MİM 4401 kodunun bu dönemki tasarım pratiği, İzmir kentindeki her türden kentsel sorun odağını tespit etmeye, anlamaya ve bu türden alanları olumlu yönde dönüştürmeye dönük mimari öneriler geliştirmeye açıktır. Dolayısıyla her öğrenci İzmir kentinin problemlerini eleştirel bir araştırmacı titizliğiyle anlamalı, alternatif sorunlu alanları tespit etmeli ve süreç içerisinde bir alana odaklanarak mimari önerisini geliştirmelidir.
Tasarım önerilerinin çalışma alanı ve programları esnek olmakla birlikte projelerin aşağıdaki ortak beklentilerine eğitim amaçları açısından uyması gerekmektedir.
Çalışma alanının farklı ölçeklerdeki çok boyutlu özellikler ve problemler barındırması;
*Önerilerin karma işlevli ve kamusal içerikli olması
*Kent-kentli ve yapı arasındaki kamusallık ilişkilerini geliştirmesi
*Kentsel kimliğe olumlu katkılarda bulunması
*Yere özgü sosyal/kültürel değerleri, yaşam alışkanlıklarını ve sürdürülebilirlik prensiplerini gözetmesi
*Mimarlık alanında yaşanan çağdaş eğilimlere ve gelişmelere yanıt vermesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder